
Filistin Sorunu ve Toprak Satışı Meselesi
Orhan Salcı
Son iki yıldır Gazze'de yaşanan İsrail barbarlığını bütün dünya gördü, gavur dediklerimiz bile insafa geldi, ayağa kalktı ama bizde halen insan olma vasfını hakedemeyen tiplerin olduğunu gorebiliyoruz ne yazık ki.
Aptalca bir yalan insanların bilincaltına islemiş ve o aptalca yalanı papağan gibi tekrar etmeye devam ediyorlar;
"Filistinliler topraklarını satmasalardı.."
Osmanlı Filistin'i terkederken oradaki Yahudi sayısı en fazla 60 bin..
Filistin toprakları Osmanlı elinden çıkmadan önceki son on-on beş yılda ciddi bir artış olduğu muhakkak.
Daha evvelinde sayı çok daha düşüktür.
Yahudilerin niyetlerini farkeden devlet aklı bir taraftan bölgeye Yahudi yerleşiminin önüne geçmek için yasaklar koyarken diğer taraftan devletin oraya atadığı ama birilerince kafa kola alınan mülki erkan bu yasakları delmek, Yahudilerin oradan toprak almasını sağlamak için olmadık dolaplar çevirirler.
Ama ne hikmetse o dolapları bilen ve anlatan yoktur.
Suçlu bulunmuştur. Suçlu bellidir..
Suçlu ne Yahudidir, ne İngilizdir, ne Fransizdir, ne Rustur, ne Amerikalıdır, ne Osmanlı'nın içini oyan içerdeki hainler ve gafillerdir.
Suçlu yerli, köylü Araplardır.!
Arap kötülemek kolaydır, zevklidir, zahmetsizdir, risksizdir..
Tekrar etmekte fayda var;
Osmanlı Filistin'i İngilizlere teslim ettiginde bölgedeki Yahudi nüfus en fazla 60 bindir..
Bu sayıyla devlet mi kurulur?
1917-1948 arasında geçen otuz yılda İngilizler bölgedeki yahudi nüfusunu tam on kat arttırarak 600 bine çıkarttılar..
İngilizler bunu nasıl yaptılar? Ne tür kararlar aldılar? Ne tür uygulamalar yaptılar da bu sonucu elde ettiler araştıran yok, bilen yok, anlatan yok..
1948' den sonraki süreçte İsrail-Arap savaşlarında yahut ateşkes zamanlarında İsrail, keyfi kararlarla milyondan fazla Filistinli'nin evlerine zorla el koydu, insanları zorla evlerinden, arazilerinden sürüp çıkarttı..
Onların yerine dünyanın dört bir yanından Yahudiler getirip o ev ve arazilere yerleştirdi.
Bu uygulama, bu gasp, bu zorbalık bu gün de devam ediyor.
İsrail yetmiş beş yıllık süreçte milyondan fazla Filistinliyi şehid etti, milyonlarcasını sürgün etti, mülteci kamplarına, açık hava hapishanelerine mahkum etti..
Milyonlarca Filistinli hem ülkeleri içinde hem de ülkeleri dışında mülteci olarak yaşamaya mahkum edilmişken onların ev ve arazilerinde Yahudiler keyf çatıyor, buralar benim diyebiliyor..
Ama biz halen yüz yıl önce ev satıldı nakaratından öte geçmiyoruz, geçemiyoruz..
İngiliz'in, Amerika'nın, Rusya'nın vs Yahudi'nin bunca kirli, iğrenç oyunlarını görmek ve göstermek istemeyen birileri sürekli Araplara vurarak rüştlerini isbat etmeye çalışıyorlar..
İngilizi ve Yahudiyi aklayacak, Türk ve Araplar arasına fitne sokacak fikri, projesi olmayana gavur yal vermez çünkü..
Yal yalamak için yalakalık yapan o kadar çok besleme yazar, çizer, aydın, sanatçı müsveddemiz var ki..
Bol bol yazıp çiziyorlar.
Bizler de doğru mu yalan mı, çarpıtma mı demeden;
ne kadarı doğru, ne kadarı çarpıtma, ne kadarı yalan araştırıp öğrenmeden inanıp alkışlıyoruz, peşlerine takiliyoruz..
Yüz yıldır Osmanlı'ya ihanet edenin sadece Araplar olduğu öğretiliyor..
Osmanlı'nın tümden kanına giren, tarumar eden, yok eden İngiliz'in, Fransız'ın hatta Yunan ve Ermeni'nin ihanetinden bahseden yok..
Gerçek haini, gerçek düşmanı bilmeyen nesillerimiz İngiliz, Amerikan, Fransız yani batı hayranı olarak büyüyorlar.. Bu tehlikeyi fark eden, dile getiren, umursayan da yok..
Varsa yoksa hain Araplar..
İttihadçıların, adlarına Türkçe isim koymayı dahi beceremeyen Jön Türkler'in, masonların, İngiliz, Fransız muhiblerinin, devlete sızmış süzme hain memurların, paşaların, asker ve komutanların, Ermeni, Rum, Yunan, Yahudi azınlıkların, Yeni Yunancı'ların, siyasi hırs ve rekabet uğruna devletin aleyhine çalışanların, medyanın, yazarların, çizerlerin, ediplerin, şairlerin vs ihanetlerini bilen ve anlatan yok..
Tam tersi, o günün en kahpe ihanetlerine imza atanların pek çoğu sanat, edebiyat, siyaset, ticaret dünyasının yıldızları olarak tanıtılıyorlar..
Mesele genç nesilleri hainler konusunda uyarmak, uyanık tutmaksa hainlerin tamamı anlatılarak bu gayeye ulaşılabilir..
Hainlerden bazılarını taşlatıp bazılarını alkışlatırsak asıl ihaneti biz yapmış oluruz..
Ve ne yazık ki öyleyiz, öyle davranıyoruz. O yüzden bir şey değişmiyor, yüz yıl önce memleket hain kaynıyordu, halen hain kaynıyor..
Özet olarak şunu söyleyelim;
Filistin sorununun nedeni Arapların toprak satmaları değildir..
Kızılderililer, Afrikalılar, Aborjinler Avrupalılara toprak sattiklari için mi esir oldular?
Uygur Türkleri, Kırgızlar, Kazaklar, Özbekler, Tacikler, Türkmenler, Tatarlar Ruslara toprak sattıkları için mi işgale, soykırımlara maruz kaldılar?
Karabağlı Azeriler Ermenilere toprak mı satmışlardı?
İnsanın karakteri gibi fikri de omurgalı olmalı, doğru bir çizgide olmalı.
Filistin sorununun asıl nedeni
Osmanlı'nın savaşı kaybetmiş olmasıdır..
Sonra, o toprakları teslim.alan, işgal eden İngilizlerin Yahudi politikalarıdır. İslam dünyasının kalbine Yahudi hançerini sokmak istemesi ve bunu başarmasıdır..
Küçük bir not:
İzzeddin El Kassam gibi binlerce alim, şeyh, aşiret lideri ve milyonlarca Arap, Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı safında, Osmanlı emrinde altı cephede İngilize karşı savaştılar, bizimle birlikte şehid ve gazi oldular..
Ama ne yazık ki bunu bilen ve anlatan adam gibi, omurgalı, mert, hakperest adamlarımız yok..
Yalan üreten, fitne üreten, nefret üreten prim yapıyor, alkış alıyor..
Oysa yalan üreten, fitne üreten, nefret üreten haindir..