
Yıkılan Sadece Binalar Değildi: Malatya'da Depremin Ardından Aile Yapıları ve Psiko-Sosyal Yıkım.
Semiha SALMAN
6 Şubat 2023 sabahı Türkiye bir felakete gözlerini açtı. Kahramanmaraş merkezli depremler, sadece fiziksel coğrafyamızı değil, ruhumuzu da yerle bir etti. Malatya’da bu yıkımın içinde ağır hasar alan iller arasındaydı. Sokaklar sessizliğe büründü, evler yerle bir oldu, ama en önemlisi insanların iç dünyasında sessiz çığlıklar yankılanmaya başladı.
Bu büyük felaketten sonra fark ettik ki, yıkılan sadece duvarlar değilmiş. Aile yapılarımız da derinden sarsıldı. Çocuklar korkunun dilini erken öğrendi, anne ve babalar hayatta kalmakla ayakta kalmak arasında sıkıştı. Kaybedilen bir baba, bir anne, çocuk, bir ev, koskoca bir aile…Ailenin içindeki roller altüst oldu. Evlatlar büyümek zorunda kaldı, yetişkinlerse güçlü görünmeye çalışırken içten içe dağıldı. Evli çiftler arasında çatışma artarak aile dinamiklerinde zedelenmeler oluşmaya başladı.
Malatya’nın sokaklarında gezerken, konteyner kentlerdeki çocukların gözlerinde sadece oyun isteğini değil, yaşanmamış travmaların izlerini de görmek mümkün. Her biri farklı bir hikâye anlatıyor; kayıplarını içine gömenler, geceleri hâlâ sallanıyormuş gibi uyananlar, suskunlaşanlar…
Zaman geçtikçe bu sessiz yaraların ne kadar derin olduğunu daha net görüyoruz. Psikolojik destek alamayan ailelerde iletişim kopmaya, içe kapanmalar baş göstermeye başladı. Ebeveynler arasında anlaşmazlıklar arttı; ekonomik zorluklar bu baskıyı daha da derinleştirdi. Çocuklar okula adapte olmakta zorlanıyor, bazıları ise eğitimden tamamen kopmuş durumda. İçlerinde büyüyen korkuyu konuşacak mecra bulamayan çocuklar ya içine kapanıyor ya da öfkeyle hayata saldırıyor.
Ve bu durumla yeterince ilgilenilmezse, bu sessiz çöküş, gelecekte büyük bir toplumsal soruna dönüşebilir. Çünkü tedavi edilmeyen her travma, zamanla başka biçimlerde karşımıza çıkar. Bugün bastırılan acılar, yarının bağımlılık sorunlarına, şiddet eğilimlerine, toplumsal güvensizliğe dönüşebilir.
Oysa çözüm, çok da uzak değil. İnsanları yeniden hayata bağlayan şey, sadece yeni bir ev değil; güven hissidir, anlaşılmak ve görülmektir. Malatya’daki her çocuğun, her annenin,her babanın , her gencin yaşadığı bu duygusal enkaz, ancak toplumsal bir seferberlikle kaldırılabilir. Ruh sağlığı uzmanlarının sahada görünür olması, öğretmenlerin çocukları yalnız bırakmaması, yerel yönetimlerin sosyal destek projeleriyle insanlara yeniden nefes aldırması gerekiyor. Bu, sadece bir iyileşme değil, bir yeniden inşa sürecidir.
Unutmayalım, biz bu topraklarda sadece evler değil, birlikte yaşamayı da inşa ediyoruz. Eğer insan ruhunu görmezden gelirsek, bir daha hiçbir bina bize gerçek anlamda “yuva” olmayacaktır.
Semiha SALMAN
Sosyolog-Aile Danışmanı