
Bazen Oluyor Öyle
Yasin Övüt
Bazen Oluyor Öyle!
Bir sabah vakti kapını çalıp elektrikli ocağı istiyor
Güzel Kalın! diyor
Dua eder gibi ellerini ocağa uzatırken
İnsanlara böyle dua ediyor
Kendisi için hiçbir duaya amin demiyorken
Bu hasbi dileğin yüzü suyu hürmetine belki
Seneler sonra bile güzel kalıyor siyabend
Galip ihtimal Güzel'e ihtimal bile vermiyorken
Bir vapurda şarkısını söylüyor
Bazen Olur Öyle
Esrar içemesek de o ocakta demlenmiş çayı
Birlikte içmediğine insan seneler sonra
Birden pişman oluyor
Bazen oluyor öyle
Peygamberler yetim çocuklar arasından seçiliyor
Hem babası yok
Hem annesine onu düşman sularına salması emrediliyor
Hem babası yok
Hem annesine kahpe diyor kanaat önderi kâhinler kah kah
Hem babası yok
Hem annesinin mezarında hıçkıran altı yaşında bir çocuk
Oğulları ve kızları da onu yetim bırakıyor
Bedir'den dönüyor
Zafer sevincini bile paylaşamıyor kızıyla
Annesinin mezarına gider gibi
Kızının mezarına varıp bir avuç toprakla
Yetimliğini anıyor
Bazen oluyor öyle
Çocuklarını yetim bırakmayan babalar
Bir dal gibi kırıyorlar kalplerini
İncecik dal kırk yıl sonra bile
Kırık bir dal olmaya devam ediyor
Kırk yıl sonra babalar
Çocuklarını yetim bırakmadan önce
Kuruyan bir dala dönüyorlar kırık dallar arasında
Kırık dallar kuruyan dala
Kendi hayatlarından bağışlamak istiyor
Onu bağışlayarak
O zaman onarılıyorlar biraz
Onanıyorlar onuyorlar
Babasız peygamberler kadar olmasa da
Bağışlanıyorlar
Bazen oluyor öyle
Bazen oluyor öyle
İşaret parmağınla bir üniformayı kast ediyorsun
Mermi gidip göğsünü rüzgâra açmış Buruşmuş başını yetimlerin başına yaslıyor Yastan yaşlanıyor bir günde kırk yıl
Terli fanilasına saplanıyor askerin
Yaralı bir yılan gibi
Delik arıyor başını sokacak
Çocuklarını yetim komamak için
Kan ağlıyor üstü başı anası kan ağlıyor
Karısı kutsal bir parşömeni yırtmak istercesine
Buruşturuyor başörtüsünü avuçlarında
Asla bir peygamber olamayacak
Kargışlar yükseliyor kanlar içinde
Kan ter içinde iki helikopter yükseliyor
Azrail'in elinden kurtarmak için onu
Pervane oluyor
Bazen oluyor öyle
Bazen oluyor öyle
Şiirle başlıyor insan hayata
İlk hıçkırış ilk susuş ilk memeye atılış
İnsan şairdi aslında
Ama diğerleri onu yazar yapıyorlardı sonunda
Her Müslüman şair fıtratı üzere doğuyordu
Âmâ İslamcılar onu düzyazıya çeviriyordu
Çevrik genç çevrimin dışına çıkmak için
En sarp yollara vuruyordu kendini en şark
Çark vuruyordu demir asa demir çarık çarnaçar
Gelgelelim yürümekle aşınmıyordu yollar
Yürümekle aşınıyordu insan
Bir patika
Metruk bir patika kadar
Hiçbir atlasta adına rastlanmayan
Demem o ki
Yolların sonunda bozkır yalnızlığına varıyor insan
Düzyazı kadar yorgun alınyazısı kadar vurgun
Şiir kadar mahzun kader kadar kederli
Kaç bin yıl sonra bir şiire adını yazdırmak için
Birden acele ediyor
İnsan bunca yoldan ve yıldan sonra şiire dönünce
Başı dönüyor tuhaf oluyor
Şiirinin yani hayatının başı da sonu da
Bir tuhaf oluyor
Bazen oluyor öyle.