Bu sabah, bu topraklarda yeni bir eğitim-öğretim yılına “merhaba” diyeceğiz. Çantalar hazır, defterler tertemiz, ziller çalmaya hazırlanıyor… Ama bir yer var ki, orada ne zil çalıyor ne de çocuk kahkahası yankılanıyor: Gazze!
Gazze’de çocuklar, eğitim çağında toprağa gömülen başlamadan biten hayatların adıdır. Onlar zil ile değil kitap ile değil, bomba sesiyle uyanıyor; kalem değil, enkaz taşıyor; sınıf arkadaşı değil, acıyı paylaşıyor. Biz burada “okula geç kalma” telaşı yaşarken, onlar “hayatta kalabilir miyim?” endişesi ile yaşıyor.
Bu tablo bize sadece acı değil, sorumluluk da yüklüyor! Çünkü bizim çocuklarımız sadece kendine değil, geçmişten gelen asaletiyle mazlumun gözyaşına da umut olmak zorundadır.
Yeni eğitim yılı başlıyor. Öğrencilerimize başarı, huzur ve umut dolu bir yıl diliyorum. Ancak sadece dilemek yetmez. Bu ülkenin eğitim sistemi; ezberle değil, üretimle; sınavla değil, liyakatle; yabancı hayranlığıyla değil, milli bir bilinçle şuurla büyümek zorunda!.
Son günlerde bu ülkeye dair umudumu tekrar dirilten Kübra öğretmen den bahsederek eğitim ile ilgili birkaç husus paylaşmak istiyorum. Kübra öğretmen öğrencisinin bursu için gözyaşı döktü. O gözyaşı, bu milletin asil zenginliğidir! İşte bizim eğitimimiz, o yürekli, duyarlı ,merhametli öğretmenlerin çabalarıyla emekleriyle yükselecektir. Öğretmenlerimiz sadece öğretmen değil, bir millet inşa eden, bir istikbal büyüten kahramanlardır!
Eğitim, bize sanayide çığır açacak mühendisler, teknolojide dünyaya meydan okuyacak bilim insanları, adalette hakkı teslim edecek yöneticiler yetiştirmeli! Bunun yolu; milli değerleri özümsemiş, üretimi ve bilimi merkezine almış, öğretmeni hak ettiği değere kavuşturmuş bir eğitim sisteminden geçiyor.
Bugün sadece bir ders yılı başlamıyor; bu milletin geleceği bir kez daha yazılmaya başlanıyor Gelin, çocuklarımızın ellerine sadece kalem değil, bir ülkenin kaderini yazacak kudreti , fırsatı ve imkanları sağlayalım.
Okullarda ahlaklı ve insani değerleri yüksek bireyler yetiştirmek, sadece akademik eğitim vermekle değil; dürüstlük, saygı, empati, yardımlaşma ve sorumluluk gibi temel erdemleri kazandırmakla mümkündür. Çocuklarımıza, küçük yaşlardan itibaren aileden başlayarak iyi bir insan olmanın önemini aşılamak; davranışlarla örnek olmak eğitimin temelidir. Sağlıklı bir okul ortamı ; değerler eğitimi ve milli bir eğitim programı uygulanarak desteklenmeli, öğrencilerimize okuma ve araştırma yeteneklerini artıracak eğitim programları uygulanmalıdır. Tarihi bilen tarihten ders alan bu düşünce ile geleceğe milli bir bilinçle yön veren nesiller yetiştirebiliriz. Böylece, bilgiyle donanmış ama aynı zamanda vicdanlı, adaletli ve topluma faydalı nesiller yetiştirebiliriz.
Bugün çalan zil sadece bir ders yılının değil, bir uyanışın, bir dirilişin işaret fişeği olmalıdır. Çocuklarımızın ellerinde kalem, gönüllerinde sarsılmaz bir iman ve vatan sevgisi ufuklarında ise bağımsız bir gelecek olmalıdır.
Ve son söz olarak buradan, Küresel Sumud Filosuna selam olsun! Sizler, okyanusları aşan cesaretinizle Gazze’nin yaralı kalbine umut, insanlığın vicdanına onur taşıyorsunuz. Sizler pısırık dünya liderlerinin yapamadığını yaparak soykırıma başkaldıranların umudu ve sesi oldunuz. Yolunuz kutlu olsun. Her yolculuğunuz bir dua, her dalganız bir direniştir. Unutmayınız ki Gazze’ye ulaşmanız için kalpleri çarpan dua dua yolculuğunuz için gözyaşı döken milyonlar var…
Yolunuz açık olsun. Birgün bu zülüm bittiğinde tarih sizleri insanlığın şeref madalyasını göğsüne takacak öncüler olarak yazacaktır.
Rüzgarınız bol,deniziniz sakin dualarınız bol olsun.