Biyolojik Saatin Fısıltısı: Güneşle,Gün Işığı İle Uyumlu Yaşamak
Meral ASLAN
BİYOLOJİK SAATİN FISILTISI: GÜNEŞLE ,GÜN IŞIĞI İLE UYUMLU YAŞAMAK
Güneş her sabah doğar…
Ve aslında her doğuşunda yalnızca gökyüzünü değil, insanın içindeki yaşamı da aydınlatır.
Bedenimizin görünen ve görünmeyen tüm süreçleri; güneşin varlığıyla yön bulur. Bu görünmez koordinat sistemi, bilimsel adıyla biyolojik saat ya da sirkadiyen ritim, sağlığın en temel taşıdır.
Bugün yorgunluğun, mutsuzluğun, hormonsal bozuklukların, uyku sorunlarının ve bağışıklık zayıflığının ardında; çoğu zaman bozulmuş bir biyolojik ritim yatar.
Peki bu ritim nasıl bozuldu?
Cevap basit:
Modern yaşam, bizi güneşten, gün ışığından uzaklaştırdı.
Doğanın Ritmi, İnsanın Ritmi
Kuşlar güneşle öter, çiçekler ışığa yönelir, tohumlar mevsiminde filizlenir.
Doğada hiçbir varlık gelişigüzel yaşamaz. Her canlı bu ritmin parçasıdır.
İnsan da başlangıçta bu uyumun içindeydi.
Güneşle uyanır, gün ışığında çalışır, karanlıkta dinlenirdi.
Ancak teknoloji ilerledikçe, şehir ışıkları büyüdükçe döngü bozuldu.
Gündüz çalışan hormonlar gece de aktif kaldı;
gece salgılanan onarıcı hormonlar ise gün yüzü göremedi.
Sonuç mu?
Yorgun bedenler, karanlık zihinler, zayıflamış bağışıklık…
Biyolojik saat ortamdan bağımsız çalışmaz.
Bize hâlâ aynı cümleyi fısıldar:
“Güneşle, gün ışığı ile yaşa.”
Güneş Sadece Isı Vermez; Yol Gösterir
Güneş ışığı gözümüze temas ettiği anda beynimizdeki sirkadiyen merkez aktifleşir.
Bu etkileşim; kortizol, serotonin ve melatonin gibi yaşamsal hormonların üretim zamanını belirler.
Sabah güneşinde ; Kortizol düzenlenir ve enerji artar
Gün ışığında ; Serotonin artar ve ruh hâli dengelenir
Gece karanlığında ; Melatonin salgılanır ve hücreler yenilenir
Yani insanın; uyanma – hareket – dinlenme döngüsü, güneşin ,gün ışığının hareketiyle senkronize çalışır.
Gece: Beden Onarımının Gizli Bahçesidir.
Karanlık yalnızca ışığın yokluğu değildir.
Gece, bedenimizin kendini temizlediği, yenildiği, bağışıklığı güçlendirdiği aktif bir süreçtir.
Bu onarımı yöneten en önemli hormon melatonindir.
Ancak ekranlardan yayılan mavi ışık, gece lambaları ve düzensiz uyku melatonin üretimini baskılıyor.
Ve..Ne oluyor?
Uykusuzluk, Kilo artışı , Yorgunluk, Zihin bulanıklığı, hastalıklara yatkınlık
Yani gecenin karanlığı, bedenin şifa laboratuvarıdır. Ve bu laboratuvar ışıkta çalışmaz.
Ritime Dönüş yapabilirsin çok geç olmadan. Zararın neresinden dönsek kârdır misali
Bunun için 5 adım at..
1. Güneşle Uyanın
Sabah ilk 30 dakika içinde gün ışığı görmek biyolojik saati kurar.
2. Gün İçinde Hareket Edin
Yürümek bile hormon dengesini, zihinsel berraklığı ve bağışıklığı güçlendirir.
3. Sabah yemeklerini güçlü, akşam yemeklerini zayıf tutun
Metabolizma sabah daha aktiftir günün ilk öğününü dengeli,sağlıklı yiyerek başlamak çok önemlidir. Akşam ise ağır yemek ritmi bozar.
4. Akşam Işıklarını Azaltın
Loş ışık melatonin üretimini destekler; uykuya geçiş kolaylaşır. Yatak odanızı karanlık yapacak blackout perdelerle kapatın.
5. Gece Uykusuna Özen Gösterin
Özellikle 23:00–04:00 arası; beynin ve bedenin en yoğun onarım sürecidir.
Bu adımlar lüks değil; sağlıklı olmanın doğal gereklilikleridir.
Doğaya Dönmek: En Gerçek tıp, en gerçek sağlıktır.
Tüm canlılar gün ışığına göre hareket ederken;
İnsanın kendini doğadan ayrı görmesi büyük bir yanılgıdır.
Güneş, yalnızca aydınlatmaz; iyileştirir, dengeler, düzenler.
Erken uyanmak yalnızca bir alışkanlık değil, bedenimize yazılmış bir yasadır.
Bugün daha mutlu, enerjik, dirençli ve sağlıklı hissetmenin en önemli adımlarından biri,
biyolojik saate uymaktır.
Unutmayalım:
Güneş doğar, hayat başlar. Biz de onunla her gün yeniden doğarız
İşte gerçek sağlık; güneşle , gün ışığı ile kurulan bu ilişkiden başlar.
Sağlıcakla kalın ...
Uzm Biyolog Meral ASLAN
Fitoterapist, Sağlık koçu , Araştırmacı- Yazar